2 Mayıs 2013 Perşembe

"Ufuktaki Savaş: Suriye’nin Kırmızı Çizgilerini Çiğnenmesi"


Lübnan El Ahbar Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Emin'den bölgesel savaş ihtimalini ele alan önemli bir makale...
İbrahim el Emin

El Ahbar

Savaş tamtamları daha mı sesli çalınıyor?
Bölgede büyük bir cephenin titizlikle oluşturulduğu netleşiyor: “zaten hazır” İsraillilerinden, sömürgeci geçmişini canlandırma hayali kuran Batı'ya, kaderi bölgesel gelişmelere bağlı olan Körfez monarşilerinden, tedirgin Ürdün rejimine ve Lübnan'da 14 Mart güçlerine kadar uzanan bir cephe.  
Herkes coşkulu ve motive olmuş durumda ve savaş coşkuları, Şam'daki rejimi devirme, yahut Irak'ı Washington'un kucağına döndürme, yahut Lübnan'da Direniş'i tecrit etme, yahut İran'ın nükleer programını durdurma girişimlerinde arka arkaya başarısız olmalarından kaynaklanıyor. Bu başarısızlıklara ilave olarak, Rusya'nın yakında bu Batı karşıtı eksenin tam üyesi haline geleceği yönünde büyüyen kaygı da var.
Washington'un bölgedeki hasımları yeni bir aşamaya giriyor; özellikle de iki yılın sonunda silahlı muhalefeti kontrol altına alacak karşı önlemleri hayata geçirmede başarılı olunmaya başlandığı Suriye'de. Çabaları, İran ve Hizbullah'ın herhangi bir dış askeri saldırıya karşı Suriyeli müttefiklerini savunmaktan geri durmayacaklarını belirtmesiyle, hiç olmadığı kadar koordine olmuş durumda.
Diğer taraf da yeni yaklaşımlar geliştiriyor; örneğin Suudilere İslamcılara göz kulak olma görevinin verildiği ve ABD'nin eğitim ve lojistik alanındaki doğrudan müdahalesini arttırdığı Ürdün cephesine odaklanmak gibi.
Gerçek şu ki, her iki taraf da diğerinin çizdiği kırmızı çizgileri çiğnemeye yaklaşıyor ve bu da bölgede büyük bir çok cepheli savaşın kıvılcımını çakabilir.
Batı, İran ve Hizbullah'ın Şam'daki karar alma süreçleri üzerinde büyük bir etkiye sahip olacağı ve belki de korkulan kimyasal cephane de dâhil olma üzere stratejik silahlarının kontrolünü ele alacağı şekilde Esad'ın eski gücüne ulaşması olasılığını tolere edemez.
Batı karşıtı cephenin kırmızı çizgileri ise şunlar: Esad'ın herhangi bir koşulda düşmesine karşı çetin Rus-İran muhalefeti, her tür silahlı dış müdahalenin veya muhalefetin silahlandırılmasında her tür nitel değişimin önlenmesi ve Suriye'ye karşı bir İsrail saldırısına karşı ikaz şeklinde oluşan, daha yeni bir kırmızı çizgi.
Hedef: Lübnan
Suriye'ye karşı savaş sahnelerinin arkasında, Lübnan'daki Direniş'e bir biçimde saldırı düzenlemeyi ciddiyetle düşünen Tel Aviv'dekiler bulunuyor. Bunun bir bölgesel savaşı tetiklemesinin gerçek bir ihtimal olmasına rağmen, Hizbullah'ın ülke içindeki ve dışındaki düşmanları, Suriye'deki durum nedeniyle tecrit olmuş ve korunmasız haldeki bir parti üzerinde bahse giriyor.
Bu nedenle dosta da düşmana da şunu vurgulamak önemlidir: Hizbullah'ın hazırlığı, askeri kapasitesine dair tahminlerin çoğunun üzerindedir. Ve düşmanlarını caydırmak için büyüyen gücünün bazı unsurlarını açığa çıkarmak zorunda kalsa da, sert ve uzun bir çatışmayı sürdürmek için ihtiyaç duyduğu şeylere – özellikle de stratejik silahlara – sahiptir.
Direniş'e karşı eyleme girişmeyi düşünenlere, Direniş'in roket cephanesinin, Temmuz 2006 savaşında 33 günde fırlattığından fazlasını bir günde fırlatabilecek düzeye eriştiğini hatırlatmak gerekir.
Aynı zamanda parti içinde – aralarında sivil ve askeri liderlerin de bulunduğu – bir akımın Siyonist düşmanın böyle bir adım atmasının kendilerinin avantajına olacağını, bunun Direniş'in onlar için sakladığı sürprizleri göstermeyi sağlayacağını düşündüğü de bilinmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder